17 Aralık 2009 Perşembe

CİLDİNİZLE YILLARA MEYDAN OKUYUN



İnsan yaşlandıkça deri üzerindeki kırışıklıklar, genetik ve çevresel faktörlerden etkilenerek artar. Hafif kırışıklıklar, 28-35 yaşları arasında, orta düzeydeki kırışıklıklar, 35-50 yaşlar arasında, şiddetli kırışıklıklar ise, 50-70 yaş arasında görülür. Şiddetli kırışıklıklarda, kılcal damar genişlemeleri ve kahve renkli lekeler de oluşur. Kırışıklıkların en belirgin nedeni; genellikle aileden geçen, genetik kodlu yaşlanmadır. Örneğin; açık tenli kişilerde, kırışıklıklar erken yaşta meydana gelir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Şafak Güneş: “Genetik faktörlerden başka çevresel faktörlerden; en başta güneş olmak üzere stres, mimiklerin aşırı kullanımı, yer çekimi, travmalar, sigara içme ve bazı cilt hastalıkları da kırışıklıkların gelişimini etkiler.” diyor. Kırışıklıkların görünümüKırışıklıklar ince ve derin kırışıklıklar olmak üzere iki şekilde görülür. İnce kırışıklıklar genellikle derinin üst tabakasındaki suyun azalması sonucu gelişir. Genellikle güneş ve sigaranın yaptığı hasar buna neden olur. Derin kırışıklıklar dinamik ve statik olarak iki çeşittir. Dinamik kırışıklıklar mimiklerin kullanımı ile gelişirler ve zaman içinden sabit hal alırlar. Bunlar; göz etrafındaki kaz ayağı çizgileri, alındaki kaygı çizgileri ve kaşların arasındaki kaş çatma çizgileridir. Statik kırışıklıklar ise, kas hareketleri ile değişmezler.
Kırışıklıklarla baş edebilirsinizKırışıklıklarla baş etmeye, öncelikle çevresel faktörleri değiştirmekle başlayın. Kırışıklıklara neden olan en önemli faktör güneş olduğundan, kendinizi güneşten koruyun. Eğer bir bebeğiniz varsa, bu korumaya bebeklik çağında başlayın, çünkü en çok güneşte kalınan zaman, ilk 18 yaştır. Güneşten, tüm yaşam boyu uzak kalmaya çalışın. Bu amaçla, 30 faktörün üzerindeki güneşten koruyucu kremleri kullanabilirsiniz. Ayrıca önemli oranda kırışıklığa ve cilt kanserine neden olan solaryumdan da uzak durun. Sigara içiyorsanız kesinlikle bırakın ve sigara içilen yerlerde durmayın. Kırışıklılığın oluşumunda etkili olan bir diğer neden ise, hava kirliliğidir. Yaşadığınız yerin havasının temiz olmasına özen gösterin. Nemlendirici kullanınKırışıklığa karşı düzenli olarak kullandığınız nemlendiriciler cildinizin daha gergin görünmesini sağlar, çünkü nemlendirici kullanımı, derinin su tutma kapasitesini arttırır. Bu nedenle cildinizin yapısına uygun bir nemlendirici kullanmanız önemlidir. Genellikle yüz ılık su ve sabun içermeyen bir temizleyici ile günde 2 kez yıkanmalı ve kısa süre olsa da dışarıda kalındığında ultraviyole filtresi olan güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır.Kırışıklık tedavisi* Cilt soyma* Soyucu olmayan tedaviler (non-ablatif laserler, intensif pulsed light (IPL), infrared ve radyofrekans enerjileri)* Dolgu maddeleri * Botulinum toxin (BOTOX) * Plastik cerrahi yöntemlerCilt soyma yöntemleriCildinizin üst tabakası, kimyasal ve mekanik bir çok teknikle soyulabilir. Bu yöntemlerle, ince ve statik kırışıklıklar ortadan kaldırılır, ancak dinamik kırışıklıklar tedavi edilemez. Cilt soyma işlemi 3 şekilde yapılabilir;Kimyasal peeling Cildinizin üst tabakasını soyarak yüzeysel kırışıklıklarınızı azaltır, derinize daha canlı bir görünüm kazandırır. Bu işlemi, meyve asitlerinden olan glikolik asit, A vitamini olan retinoik asit veya trikloroasetik asit ile yaptırabilirsiniz.Dermabrasyon ve mikrodermabrasyonDerinizin, ince teller veya kristal parçacıklar ile bir çeşit zımparalanma işlemidir.ErbiumYAG ve CO2 lazer ile cildiniz çeşitli kalınlıkta soyulabilir.Soyucu olmayan tedaviler Bu işlem, verdiği enerjilerle, derinizin orta tabakasında gerginliği sağlayan kollajen bağlarının yeniden organize olmasını sağlar ve kırışıklıkları tedavi eder.Dolgu maddeleri ile kırışıklık tedavisiDolgu maddeleri, özellikle yüzünüzün alt bölümünde bulunan (yanak, dudak çevresi ve çene) kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Kullanılan maddeler kalıcı ve geçici olabilirler.Silikon gibi çeşitli sentetik maddeler, cildinizde daha uzun süre kalmalarına rağmen, yan etkileri fazladır. Bu nedenle fazla tavsiye edilmez. Dolgu maddesi olarak kullanılan maddelerin çoğu, derinizde doğal olarak bulunan maddelerdir. Doğal dolgu maddeleri olarak hiyaluronik asit, kollajen gibi maddeler kullanılır. Bir diğer yöntem ise, kendi yağ hücrelerinizle kırışıklıklarınızın tedavi edilmesidir. Bu tedavi yönteminde, yağ hücreleriniz, bir enjektör yardımı ile vücudunuzdan alınır ve daha sonra kırışıklık olan alanlara enjekte edilir. Uygulama yapılan bölgeye göre, dolgu maddesinin seçimi değişebilir.Doğal olan dolgu maddeleri ile yaptırdığınız tedavileri, 4-6 ay sonra tekrarlamanız gerekir. Sentetik olan dolgu maddeleri, derinizde daha uzun süre kalır ancak buna rağmen tavsiye edilmez. Tüm bu işlemlerin yapılması çok kolaydır ve günlük yaşamınızı etkilemez.Botox tedavisi Botox tedavisi, mimiklerin aşırı kullanımı sonucu; kaşlar arasında, göz çevresi ve alında gelişen kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Bu bölgelerde, derinin altına yapılan botox enjeksiyonu, kullanılmasını istemediğiniz mimik kaslarını felç ederek tedavi eder. Ayrıca botox, kaş şeklinizin düzeltilmesinde ve dudak etrafınızdaki gibi birçok alandaki kırışıklıkların tedavisinde de etkilidir. Tedaviden bir kaç gün sonra kırışıklıklar azalarak kaybolur. İlacın etkisi, ortalama 4-6 ay kadar sürer. 3-4 seans sonra ise, bu süre bir yıla kadar uzayabilir. Cerrahi yöntemler Cerrahi işlemler yüz dokusunun yeniden şekillendirilmesi ve sarkan dokuların kaldırılması şeklinde yapılır. Cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilemeyen kırışıklıklar plastik cerrahi ameliyatları ile düzeltilebilir.Yüz germe işleminde fazla deri kesilip alınır ve yüzün 2/3 alt kısmındaki (çene ve boyun) kaslar gerginleştirilir. Alın ve kaş arkı statik çizgiler azaltılır. Alt ve üst göz kapağındaki sarkan deri ve aşırı yağ dokusu çıkartılır. Boyundaki kırışıklıklar ve dikey bantlar tedavi edilebilir.

Hayatın olumsuzluklarına karşı 10 can simidi

Çalışma hayatının ve yaşamın gereklerinin neden olduğu stresten hepimiz etkileniyoruz. Ancak stresin oluşumunda çevre kadar kişinin algılama ve düşünme biçiminin de büyük bir etkisi var. Bu sebeple kişinin stres karşısında kendi bilişsel yapısını daha iyi anlayarak, stres düzeyini denetlemesi ve kendi yaşam kalitesini yükseltmesi de mümkün.Texas Üniversitesi MD Anderson Kanser Araştırma Merkezi uzmanlarından Dr. Michael Fisch’in, doktor olarak kendi ve meslakdaşlarının ve hastalarının hayatları üzerindeki gözlemlerine dayalı olarak belirlediği ilkeler can simidi gibi hayatın içinde boğulmayı engelliyor. Dr. Fisch’in 10 ilkeden oluşan reçetesi, yalnız kanserle mücadele eden hastalar ve stres altında çalışan doktorlar için değil, hayatın olumsuzları karşısında daha güçlü olmak isteyen herkes için.Işte Dr. Michael Fisch’in stres ve hayatın olumsuzlukları ile başa çıkma reçetesi: 1. Kendi özgürlük alanınızda seçebilme özgürlüğüne sahip olmaya çalışın: Dr. Fisch’e göre nasıl giyineceğinizden tutun, nasıl çalışıp nasıl yaşayacağınızın başkaları tarafından söylenmesi kişiyi olumsuz etkiliyor. Bu nedenle hayatın olabilen her alanında seçebilme özgürlüğünüzü kullanın.2. Kendi yeteneklerinizi kullanın: Sevdiğiniz işi yapın. Ya da sevdiğiniz şekilde yapmaya çalışın. Bu şekilde hayattaki en büyük stres kaynaklarından birini doğrudan saf dışı bırakmış oluyorsunuz. Sevdiği işi yapmak kişiye mutluluk ve gurur veriyor. 3. Hayatın her alanında güzel ilişkiler kurun: Gerek iş gerekse özel hayatınızda kuracağınız güzel ilişkiler neticesinde insanlarla aranızda yaşanacak her türlü gerginlik engellenmiş ve bu sayede stres yaşamanıza neden olacak tartışmalara da girmemiş oluyorsunuz.4. Anlık ihtiyaçlarınızın farkındalığını arttırın: Bu ilke, sürekli farklı ihtiyaçların karşılanmaya çalışıldığı hayatta, o anda asıl neyin önemli olduğunu belirlemek anlamına geliyor. Robot gibi yaşanmaması gerektiğinin altını çizen Dr. Fisch, karnınız aç olduğunda ilk yapmanız gereken şeyin onu doyurmak olduğunu söylüyor.5. Hayatta sahip olduklarınıza minnettar olun: İşlerin kötüye gittiği bir anda sadece yürüyebildiğiniz veya nefes alabildiğiniz için minnettar olmak sizi olumsuz duygular ve stresten uzaklaştırıp olaylara daha pozitif bakmanızı sağlıyor.6. Korkularınızdan korkmayın: Hayatta yapmak isteyipte çeşitli korkularınız yüzünden sürekli ertelediğiniz ya da yarım bıraktığınız şeylerin sizi üzmesine izin vermeyin. Dr. Fisch, korkularla başa çıkmak için biraz daha cesaretin yeterli olduğu görüşünde.7. Değişimin sürekliliğini kabul edin: Evrende her konuda sürekli varolan değişim, evrenle eşzamanlı olarak yaşanmadığında kişinin hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Bunun en basit örneğiyse yaşlandığımızın farkına varıp, kabul etmek.8. İçinde şefkat ve iyi niyet barındıran bir kafa yapısına sahip olun: İnsanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen en önemli unsurlardan biri bu. Dr. Fisch, iyi niyetle yaklaştığınızda olayların veya karşınızdaki insanların da size karşı iyi niyetli olacağını belirtiyor. Bu nedenle iyi niyet ve şefkat büyük önem taşıyor.9. Kendinizi güvende hissedin, emniyete alın: Kişiye özel olarak kendinizi güvende nasıl hissedecekseniz o şekilde davranın. Bu durum bazı insanlar için maneviyatın önem kazanması, bazı insanlar için sıcak aile ortamı ve bazıları içinse refah içinde yaşamak şeklinde olabiliyor.10. Hayatın neresinde fark yaratabileceğinizi bulun: Benim bir önemim var mı? sorusuna vereceğiniz cevaplar bu maddenin karşılığını veriyor. Büyük ya da küçük olsun bu soruya verdiğiniz yanıtlar hayatta diğer insanlar arasından hangi özellikleriniz nedeniyle farklı olduğunuzu ve neden özel olduğunuzu anlamanız açısından büyük önem taşıyor.Dr. Fisch’in hayatın içinde boğulmayı engelleyen ilkelerinin önem ve sıralaması zamana ve ihtiyaca gore değişiyor. Ancak stres düzeyini düşürme ve yaşam kalitesini yükseltme konusundaki etkileri Dr. Michael Fisch’in kendisinin ve hastalarının hayatından pekçok örnekle kanıtlanmış durumda.


Dün Ege ve Akdeniz’de etkili olan şiddetli yağmur ve rüzgâr hayatı felç etti. Her iki bölgede binaları su bastı, ağaçlar köklerinden söküldü, tabelalar uçtu. Şans eseri ölen yok!
Ege ve Akdeniz’de dün fırtınaya dönüşen rüzgâr ve şiddetli yağmur hayatı felç etti. Meteorolojinin uyarıları nedeniyle okulların tatil edildiği Antalya’da, kentin işlek caddeleri tıkanan rögarlar nedeniyle sular altında kaldı. Hızı 82 kilometreye ulaşan fırtına nedeniyle ağaçlar devrildi. En büyük hasarı merkez ilçe Konyaaltı’nın Liman semti gördü. Dev dalgalar nedeniyle Boğaçayı’ndan taşan su, dere kenarındaki çok sayıda binanın alt katlarını bastı. Antalya-Kemer karayolu ulaşıma kapandı. Hamile kadın mahsur kaldıKonyaaltı’nda, evinde mahsur kalan 9 aylık hamile Ayşe Özmen, sancıları başlayınca itfaiye ekipleri tarafından kurtarılarak ambulansla hastaneye kaldırıldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, Konyaaltı’ndaki arıtma tesislerinde çalışan 200 işçi mahsur kalınca kurtarma çalışması başlatıldı. Bölgeye gelen Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mehmet Aktekin ile Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürü Fethi Yalçın’ın karayolunun suyla dolması nedeniyle içinde mahsur kaldıkları araç, iş makinesiyle çekilerek bölgeden kurtarıldı. Konyaaltı Sahili açıklarında iki yük gemisi kıyıya 200-300 metre mesafede demir atarak durabildi.Vali kaçıran yağmurManavgat ve Oymapınar barajlarının kapaklarının açılması sonucu Manavgat Irmağı’nda su seviyesi yükseldi, ırmağın kenarında bulunan kafeleri su bastı. Manavgat Şelale tesislerinin seyir bölümü ve ana binanın ilk katı da sular altında kaldı. Kemer’de ise fırtına birçok tabelanın yerinden çıkmasına, bazı ağaçların kökünden sökülmesine neden oldu. Finike’de de ceviz büyüklüğünde dolu yağdı.Meteoroloji, metrekareye Antalya merkezde 79, havalimanında 88, Aksu ilçesinde 90 kilogram yağış düştüğünü belirtti. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, “Antalya’ya geldiğimden beri ayağımdan bu çizmeler hiç eksik olmadı. ‘Kadı kaçıran yağmuru’ diyorlar. Artık ‘Vali kaçıran yağmuru’ diyecekler” dedi.Burdur’da da fırtına hayatı olumsuz etkilerken, şiddetli lodos ve sağanak yağış Bodrum’u Venedik’e çevirdi. Marmaris’te yükselen dalgalar nedeniyle bazı parke taşları yerlerinden söküldü. Muğla Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, dün metrekareye 105.8 kilogram yağış düştüğünü açıkladı.İzmir’in Urla ilçesine bağlı Balıklıova köyünde meydana gelen taşkında, 30’un üzerinde evi su bastı. Eşyalarını kurtarmaya çalışan köy kasabı Mehmet Menekşe, sulara kapılarak denize sürüklendi. Menekşe, vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Taşkına, taş ocağının dere yatağı üzerine yığdığı taşların yol açtığı iddia edildi.Bodrum’da, sel sularına kapılan iki motosikletli çocuk esnafın yardımı ile kurtarıldı. İzmir’in Çeşme ilçesinde de, yağış hayatı felç etti. Dün sabaha karşı Reisdere yönünden Ildırı’ya giden bir otomobil sel sularına kapıldı. Otomobil yöre halkının yardımlarıyla sel sularından kurtarıldı.

AYLIK ASTROLOJİ


YILIN EN HAREKETLİ AYI: ARALIK 2009

Bu ay gökyüzü gerçekten de inanılmaz hareketli gözüküyor. Gelin birlikte bir göz atalım bu ayın belli başlı dinamiklerine… - 1 Aralık 22:28 itibariyle 1 Temmuz’dan beri geri gitmekte olan Uranüs direkt harekete geçiyor. - Bu ay biri 2 Aralık’ta İkizler burcunda, diğeri ise yılın son günü olan 31 Aralık’ta tam iki Dolunay birden deneyimleyeceğiz. Son Dolunayda 10 derece 20 dakika ile Yengeç burcunda 21:23’te “Parçalı Ay Tutulması” gerçekleşecek. - İlişkinin, dengenin, uyumun, güzelliğin ve estetiğin temsilcisi Venüs 2 Aralık 00:05’ten 25 Aralık’a kadar artık Yay burcunda.- Merkür de 5 Aralık 19:25’te Oğlak burcuna giriş yapacak. - 16 Aralık’ta 14:03’te Yeniay, Yay burcunda gerçekleşiyor.- Hareketin ve enerjinin temsilcisi Mars 20 Aralık’ta 15:27’de 10 Mart 2010’a dek sürecek geri hareketine başlıyor. - 21 Aralık 19:48’te “Kış Gündönümü” gerçekleşecek. En uzun geceyi yaşayacağız. Güneş Oğlak burcuna giriyor. - 25 Aralık 20:18 itibariyle Venüs bu kez 19 Ocak 2010’a kadar konuğu olacağı Oğlak burcuna geçecek. - 26 Aralık’ta ise, 16:39’dan itibaren 21 derece 48 dakika ile akıl, mantık ve muhakemenin temsilcisi Merkür, 15 Ocak 2010’a dek sürecek geri hareketine başlıyor.- Bu ayı önemli kılan bir başka unsur, Oğlak burcunda Güneş, Merkür ve Venüs’ün Plüto ile kavuşum içerisinde olmaları. Bu sayede kişisel yaşamlarımızda kendimize uygun yeni bir görev ve sorumluluk modeli oluşturup ilerleyebileceğiz. Yaşam felsefemizi gözden geçireceğimiz bir döneme giriyoruz. - Ayrıca Jüpiter, Chiron ve Neptün kavuşumları da geçmişin hatalarını geride bırakmamızı sağlayacak bir vurguya sahipler. BU AY NELER DENEYİMLEYECEĞİZ VE BUNLAR FARKINDALIĞIMIZI NASIL ETKİLEYECEK?2 Aralık’ta 09:32’de İkizler’de oluşan Dolunay oldukça önemli ve anlamlı. Zira Aralık önemli etkileşimlerle başlıyor. 1 Aralık’ta Chiron, Merkür ve Neptün’ün oluşturduğu açılar bir çeşit yansıtma ve iyileşme zamanına işaret ediyor. Eğer kendimizi isteklerini gerçekleştirememiş, engellenmiş hissediyorsak buna neden olan konuları dile getirmek, karşımızdakine yansıtarak kendimizi ifade etmek için ideal bir gündeyiz. Uranüs’de aynı gün ileri harekete geçiyor olacağından daha rahat bir şekilde kendimizi, bireyselliğimizi ortaya koyabiliriz. Bu seferki Dolunay yine sağlık konularına dikkat çekerken, huzursuzluk, ilgi dağınıklığı ve dikkatsiz iletişime karşı uyarıyor ve bizleri sakin olmaya, hayatın keyifli ve neşeli yönlerini de görmeye çağırıyor. Venüs’ün 2 Aralık’tan 25 Aralık’a kadar Yay burcunda sürdüreceği yolculuğu Yayları diğer ateş gruplarıyla birlikte ilişkilere yaklaşımlarında daha iyimser, keyifli, atak ve coşkulu yapacaktır. Macera ve özgürlük duygusu ön plana geçecektir. Burada da gözden kaçırılmaması gereken hususlar anlık dürtülere hareket etmemek, bir anlık hevesle sonradan pişman olacağımız ilişkilerin içinde olmamak veya karşı tarafa katı prensiplerle, önyargılı ve hoşgörüsüz yaklaşmamak olmalıdır. 3 Aralık’ta beklenmedik konular veya olaylar ortaya çıkabilir. Ancak, son günlerde yaşadığımız karışıklık veya anlaşmazlıklar varsa, onları giderebilecek durumdayız aynı zamanda. Hemen ertesi gün gerçekleşen Venüs ile Satürn’ün uyumlu açıları kendimiz dahil kimseyi acımasızca suçlamadan bu işi becerebileceğimize işaret ediyor. 5 Aralık’ta Merkür’ün Oğlak burcuna girmesiyle birlikte zihnimiz daha disiplinli, düzenli ancak ağır ve temkinli bir şekilde çalışmaya yatkın olacak. Ciddi, gerçekçi ve uygulanabilir düşünceler üretebilir, iletişimimizde netleşebiliriz. Bu konum hedefe yönelik düşünebilme, konsantre olabilmeyi getirir. Ancak, kendi düşüncelerimizde diretme, diğer bakış açılarına açık olmama veya karamsar düşünmeye yatkınlık gibi olumsuz yönler de yaşanabilir. YANLIŞ ANLAŞILMALARA DİKKAT!6 ve 7 Aralık oldukça yoğun ve zor günler. İlişkilerde dengeyi bulmaya çalışmakta yarar var. Yanlış anlama ve anlaşılmalara açık olduğumuz günlerdeyiz. Sözcükleri seçerek ve dikkatli kullanmalıyız. Para ile ilgili konularda da dikkatli olmamızda yarar var. İşsizlik veya mevcut işimizde ne kadar emniyette olduğumuz gibi konular halen bir sorun olarak kendini hissettiriyor. Neyse ki 8 Aralık’tan 16 Aralık’a kadar daha yumuşak etkiler altındayız. 16 Aralık’taki Yeniay, Chiron, Neptün ve Jüpiter kavuşumuyla uyumlu açı içerisinde gerçekleşecek. Yeniay ile birlikte hem fiziksel sağlığımız hem de finansal durumumuzda iyileşmeler, yenilikler beklenebilir. Yay felsefe, yaşam bilgeliği, etik değerler ve özgürlük, macera duygusunu ifade eden bir burçtur. Bu seferki Yeniay yukarıda belirtilen gezegen birikiminin yanı sıra galaktik merkeze de oldukça yakın bir noktada gerçekleşeceğinden heyecan ve umut verici bir anlam taşıyor. İstek ve arzularınızı belirleyin, hatta kağıda dökün, arada gözden geçirip gerekiyorsa düzeltmeler yapın ve gerçekten isteyin. 19 Aralık ilişkiler açısından biraz kafa karıştırıcı bir gün olarak gözüküyor. Venüs ile Uranüs”ün etkileşimleri beklenmedik durumlar yaratabilir. Enerjimizin yüksek olacağı bir gündeyiz ama aynı zamanda da gerilimli olmaya yatkınız. İlişkilerde veya maddi konularda kendimizi kısıtlanmış, engellenmiş hissedebiliriz. Konulara tarafsızca ve serinkanlı yaklaşmaya özen göstermezsek tartışmalara açık bir durumda olduğumuzu bilelim. 20 Mart’ta Aslan’da geri hareketine başlayacak olan Mars ile birlikte günlük tempomuzda bir yavaşlama görülebilir. Normalde Mars geri hareketini altı hafta gibi bir sürede tamamlar ancak bu kez daha uzun bir süre bu durumda kalacak ve 10 Mart’ta düzelerek yoluna devam edecek. Bu süreç girişimlerimizi, plan ve projelerimizi gözden geçirmek için oldukça elverişli. Yapmak istediklerimizin ne kadar bizi yansıttığını, ne kadar bize uygun olduğunu değerlendirmek için güzel bir fırsat bu. YATIRIM VE HARCAMALARIMIZI AKILCI YAPALIM21 Aralık 14:08’te Ay, Jüpiter ve Neptün Kova burcunda kavuşum içerisinde olacaklar. 27 Mayıs ve 10 Temmuz’da da Jüpiter ile Neptün kavuşumunu deneyimlemiştik. Bu son kavuşum olacak. Hem Jüpiter hem de Neptün Balık burcunun yönetici gezegenlerinden olduğu için yaşamımızda Balık temalarının ön plana çıktığı bir süreci tamamlıyoruz. Jüpiter mevcut sınırları aşarak ileriye bakmakla, gelecekle ilgili bir anlam taşırken, Neptün mevcut sınırları çözüp eritmekle meşgul bir gezegen. Kısacası bu dönemlerde alacağımız bütün kararlara dikkat etmemiz, tedbirli olmamız gerekli. Gerçekçi olmayan hedeflere yönelmek veya korkularımız nedeniyle aynı girdaplara girip çıkmaktan sakınmalıyız. Nelerin bizi ilerlemekten geri bıraktığını farkedebiliriz. Ekonomik konularda da bu tema kendini hissettirecek. Enflasyon veya bankacılık sisteminde sıkıntılar beklenebilir. Yatırımlarımızı ve harcamalarımızı akılcı yapmamız büyük önem taşıyor. Ruhsal olarak ise, sevdiklerimizle birlikte olmak ve onların desteğini almak ihtiyacındayız. Kış Gündönümü (Kış Soltisti) aynı gün 19:48’de gerçekleşiyor. Güneş Oğlak burcuna giriyor. Oğlak burcunun özelliklerini hatırlayalım isterseniz birlikte. Tedbirli, dürüst, kendi hayatının otoritesi olabilecek kapasitede, görev ve sorumluluk gelişmiş, çalışkan, toplumsal, geleneksel olan Oğlak insanı özelliklerini aleyhine işleyecek şekilde kullandığında karamsar, melankolik, otorite ile sorunlar yaşayan, yetersizlik duyguları ve korkular içerisinde kendini kısıtlayan, güvensizken çok güvenliymiş gibi davranan, maddi dünyada etikete, toplumsal prestije fazlasıyla önem veren, aşırı temkinle olabilecek her türlü yakınlığa baştan ket vuran, soğuk ve duygusuz bir portre çizebilir. Bugün aynı zamanda Güneş ile Plüto kavuşumu Satürn ile gerilimli açı içerisinde olacaklar. Bir hayli zorlayıcı olan bu etki, gerçek özgürlük ve farkındalık için bizi sınırlarımızı aşmaya, yetersizlik ve eksiklik duygularımızın üstesinden gelmeye çağırıyor. Daha doyumlu ve iyi bir gelecek için takıldığımız, tıkanıp kaldığımız noktalarda zor da olsa dönüşmemiz gerektiğini anlayacağız. Bir çeşit “kendimizi yeniden inşa etme” fırsatıyla karşı karşıyayız diyebiliriz. Değişimin zaman istediğini, bir çırpıda ve zahmetsiz gerçekleşmeyeceğini anlamamız, kendi kendimize bu anlamda çok yüklenmememiz gerekli. Merkür 26 Aralık’ta geri harekete başlarken “Kuzey Ay Düğümü” ile kavuşum yapacağından bu konular üzerinde sistemli ve ayrıntılı bir şekilde düşünmek için uygun bir dönem açılıyor önümüzde. Yaşantımızı irdelemek, bizi mutsuz eden yönlerinin farkına varıp düzeltmeye çalışmak, bir anlamda kendi hayatımıza özen ve ilgi göstermek için iyi bir fırsat bu. 28 Aralık’ta Venüs ile Plüto Oğlak burcunda kavuşum halinde olacaklar. Hemen ertesi gün Venüs bu kez Satürn ile gerilim yaratan bir açı içerisinde olacak. İlişkiler, para ve değer sistemimiz ile ilgili konularda dikkatli olunması gereken iki gün yaşayacağız. YILIN SON AY TUTULMASI YILIN SON GÜNÜ GERÇEKLEŞİYORYılın son Ay Tutulması 31 Aralık’ta ay sona ererken gerçekleşecek. Karmanın ve zamanın efendisi, büyük öğretmen Satürn’ün önemli bir konumda olduğu Parçalı Ay Tutulması, Yengeç burcunda oluşacak. Yukarıda sözünü ettiğimiz kendimize, kendi ihtiyaçlarımıza uygun, içimize sinen bir hayatı inşa etmekle ilgili temalar belirginleşecek. Plüto ve Venüs’ün de tutulmaya yaptığı açılar düşünülecek olursa tüm değer sistemimizin elden geçip ayıklanacağı bir zamana giriyoruz. Bunun hemen yeni yıl öncesi olması ilginç bir rastlantı. Gelin hepimiz yaşam ve ilişkilerimiz üzerinde düşünüp, korku ve alışkanlıklarımıza yenilmeden kendimizi gerçekleştirmek adına yeni atılımlar yapmak üzere yeni yıla hazırlanalım. Herkese mutlu, doyumlu, bolluklu bir yıl diliyorum.Esen kalın…

BEŞAMEL SOSLU TAVUKLU BÖREK



Malzemeler: - 5 adet tavuk budu - 4 adet yufka- 4 su bardağı süt- 3 çorba kaşığı un- 3 çorba kaşığı tereyağıÜzeri için;- 2 adet domates - 1 adet soğan- 3 diş sarımsak- 3 çorba kaşığı sıvıyağ- Karabiber, tuzYapılışı:Beşamel sos için; un ve yağı kavurduktan sonra içine sütü ilave ediyoruz, sürekli karıştırarak kaynayıncaya kadar bekliyoruz kaynamaya başladıktan sonra içine önceden haşlanıp didiklenmiş tavukları, tuz ve karabiberi koyup iç harcını hazırlamış oluyoruz üzerine dökeceğiniz Sosu için; bir tavada yağ ve soğanları kavurduktan sonra içine domates, sarımsak ilave edip 5 dk. Pişmeye bırakıyoruz. Bu arada yufkayı tavuk suyuyla ıslatıp üzerine bir kat daha yufka koyup bunun üzerine de zeytinyağı sürüyoruz. Yufkayı bıçakla üçgen şeklinde kesip içine hazırladığımız beşameli iç malzemeyi koyuyor ve sarıyoruz. Üstüne sosunu döküp 200 derecelik fırında 15dk. Pişiriyoruz. alternatif... İstenirse üzerine sadece kaşar peynir rendesi koyup fırında pişirilebilir.ve iç malzemeye dolabınızda kalmış birer tane havuç , kabak, patlıcan vs. sebzelide koya bilirsiniz.

ÇOCUKLARIMIZIN DUYGUSAL AKORTLARINI İYİ YAPALIM”

Küçük yaramazınızın herhangi bir sanat dalına yetenekli olup olmadığını biliyor musunuz? Eğer, bilmiyorsanız, nasıl bir yol izlemeniz gerektiğinin püf noktalarını Müzik Eğitmeni Yeşim Altınay’la yaptığım bu röportajda bulacaksınız.
Çocuklarımız okul öncesi dönemde sanatla ilgilensinler diye can atıyoruz, tahta kaşıkları birbirine vursa, “Yavrum beste yaptı!” diye seviniyoruz. Fakat, okul hayatı başlayınca da sanatla pek de vakit kaybetmesinler, ha babam ders çalışsınlar istiyoruz. Oysa araştırmalar, müzikle hobi düzeyinde ilgilenmenin bile başarıyı arttırdığını, dikkat ve konsantrasyon bozukluklarına iyi geldiğini gösteriyor. İleride profesyonel bir meslek olarak seçmese de, sanat tıpkı hayatın olduğu gibi çocukların da olmazsa olmazı aslında. Nasıl mı?..

- Müzik ya da genele yayarsak sanat, bir çocuğun hayatına nasıl girmeli?Her çocuğun hayatında müzik mutlaka olmalı. Eğer ailede sanatla, müzikle uğraşan biri varsa bu zaten kaçınılmazdır. Müzisyenlerin hayatına bakın, müzikle mutlaka aile içinde tanışmışlardır. Çocuğun hayatına müziğin girmesi için, sadece iyi bir dinleyici olması bile yeterli olabilir. - Müzik kendini ifade etmenin bir yolu olduğuna göre, müzikle her çocuğu yakalamak ve çocuktaki yeteneği keşfetmek mümkün mü?Bir çalgı çalsın çalmasın, doğru bir eğitimle her çocuğu yakalamanız mümkündür. Onun için müzik eğitimi her zaman kişiye özel olmalıdır, bu vesileyle çocuğun yeteneğini keşfedersiniz. Aslında evde çocuğunuzu gözlemlerseniz, çocuğunuz size sinyaller verir. Okullardaki çalışmalar da onları yönlendirebilir.

- Yetenek gerçekte nedir? Doğuştan mı vardır, yoksa sonradan geliştirilebilir mi?Yetenek, bizim doğarken getirdiğimiz genetik miraslarımız. Ama iyi ve doğru bir eğitimle yetenekler geliştirilebilir. Müzikte yeteneğin ötesinde istemek ve sevmek de önemlidir. Başta da dediğim gibi, önce çocuğun iyi bir dinleyici olmasını sağlayabiliriz. Dinlediğini anlamak ve yorumlamak çok önemli. Atölyemde çocuklarla bu amaçla yaptığım çalışmalarda, çocuk herhangi bir çalgı çalmasa da, mutlaka müziği okuyan, anlayan, keyif alan bireylerin yetişmesini sağlıyoruz.

- Örneğin; “Çocuğum piyano çalsın, keman çalsın” gibi taleplerde nasıl bir yol izlenmeli?Çocuk küçükse (3-5 yaş arası), piyano veya keman talebinden çok, onu müzikle tanıştırmak gerekir. Sese, ritme karşı duyarlı hale getirecek çalışmalara katıldıktan sonra, çocuk eğer ilgileniyorsa, mutlaka bir çalgıya doğru kendiliğinden gider. Tabii, önce ilgi uyandıracaksınız. Müziği sevmek, daha doğrusu sevdirmek lazım ki, çocuk da ilgilensin.

ÇOCUĞU İYİ GÖZLEYİN!- Çocuklarını sanat dallarına yönlendirmek isteyen ailelere ne önerirsiniz?Öncelikle çocuklarını aile içinde iyi gözlesinler. Çocuk ilk sinyalleri aile içinde verir. Sonra okul ortamı bunu anlamak için en güzel yoldur. Aslında müzik ile uğraşmak aynı zamanda bir tür terapi yoludur. Özellikle günümüzde dikkat zayıflığı, konsantrasyon güçlüğü, hiperaktivite gibi sorunları olan çocuklar ve diğerleri için müzik doğru bir yoldur. Müziğin kendi iç disiplini vardır. Bunu çocuğa verebilirsek, diğer okul çalışmalarına ve hayatına iyi gelir. Başarı grafiği yükselir. İnsanı da bir yap-boz olarak düşünürsek, müzik bunun bir parçasıdır. Hayatın olmazsa olmazıdır.

- 4-5 yaşından başlayarak aileler çocuklarını kurslara gönderiyorlar. Piyano, bale, resim gibi... İleride profesyonel olarak uğraşması düşünülerek mi konuya yaklaşılmalı, yoksa her çocuğun büyüme aşamasında bir hobisi mi olmalı?Çocuğu iyi izlediğiniz zaman size yol gösterecektir. Kursa gönderme konusunu abartmamak, gönderilecek kursları iyi seçmek lazım. Ben, çocuğun ileride profesyonel olarak uğraşması beklenerek birtakım çalışmalara gönderilmesinden yana değilim. Bu doğru değil. Ama seçilen alan, hayatının bir parçası olacak kadar da önemsenerek yapılmalı. Zaten alınacak eğitim öyle olmalı ki, çocuğun hayatına müzik (sanat) tutku halinde girmeli. Öyle ki, kendini ifade ediş biçimi olsun, ille müzisyen olmasın ama müzikle uğraşsın.

- LOLİPOPFEST Türkiye’deki ilk uluslararası çocuk festivali olacak. Fikir nasıl gelişti?Uzun zamandır çocuklarla müzik eğitiminin içerisindeyim, bu yapmayı düşündüğüm bir festivaldi. Ama sadece fikir bir işe yaramıyor. Festival, İstanbul Çocuk Platformu etkinliği olarak organize edildi. Platform, sanat aracılığıyla çocukların gelişimlerine katkıda bulunan ve çocuklara yaşamla bütünleştirebilecekleri sanat eğitimlerine yönelik ulusal ve uluslararası alanda eğitsel deneyimler ve projeler sunan bir organizasyon ekibi. Çocukların yaratıcılıklarını destekleyecek, organizasyonlar ve projeler üreterek önemli bir misyon üstlenmiş durumdalar. Bu misyonun ilk uluslararası etkinliği ise; Türkiye’de kendi alanında bir ilk olan, Lolipopfest 1. Uluslararası Çocuk Müzik Festivali.

- Bu Festival ile neyi amaçlıyorsunuz?LOLİPOPFEST Uluslararası Çocuk Müzik Festivali’nin amacı; çocukları çok uluslu ve kültürlü olmaya yönlendirmek, çocukların diğer kültürlerle olan müzikal diyaloğuna aracı olmak, topluluk karşısında yeteneklerini sunmasına ve gelecekteki kariyerlerinin biçimlenmesine olanak sağlamak ve kendinden farklı olanı algılamaya, takdir etmeye teşvik etmek... Projemiz ayrıca, çocukların eğitimlerini destekleyici, özgüvenlerini geliştirici ve yeteneklerini sergileyebilecekleri bir ortam da sağlıyor.
ÜCRETSİZ MÜZİK OKULU- Kadıköy Belediyesi ile yaptığınız çalışmalardan da bahseder misiniz? Buradaki çalışmalarla hedef nedir? Kadıköy Belediyesi’nin geçen yıl başlatmış olduğu “Ücretsiz Müzik Okulu” projesinde bu yıl danışman olarak çalışıyorum. Çok heyecan verici bir ortam düzenlendi. Çocukların yaratıcılıklarını arttırıcı ve keşfedici çalışmalar yapılacak. Piyano, keman, gitar, bağlama, perküsyon çalışmalarına ek olarak çocuk korosu ve çocuk orkestrası kuracağız. Öğretim ücretsiz olacağı için çocuklara çeşitli hedefler koyduk. Kurumumuzda müziği keşfettiren workshoplar, ailelere de müzikle ilgili seminerler vereceğiz. Bu hizmeti alamayan birçok kişiye bu vesileyle ulaşmış olacağız.

- Son olarak, eklemek istediğiniz bir şey var mı?..Birbirimizi anlamak için keşfedici olup, çıkardığımız seslere kulak verelim. Çocuklarımızın duygusal akortlarını iyi yapalım ki, ileride çıkaracağı sesler hepimizin kulağına hoş gelsin.

GRİBE KARŞI EKİNEZYA

Ekinezya’nın bağışıklığı güçlendirici etkisinin yanı sıra “influenza” virüsünün oluşturduğu iltihaplanmaya da çok güçlü bir şekilde karşı koyduğu ortaya çıktı. Kanadalı virüs araştırma dergisi “Antiviral Research” dergisinde yayınlanan araştırmada ekinezyanın gribe karşı özelliklerinin tespit edildiğini belirten Dr. Özgür Göknel, Türkiye’de de enfeksiyonlara karşı Devlet Planlama Teşkilatı, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile ortak bir proje yürüttüklerini söyledi. Ekinezya etken maddeleri, şurup formunda yeni bir ürün bulduklarını söyleyen Göknel, “El yıkamak virüsün solunum yoluyla insan vücuduna girmesini maalesef engelleyemiyor” dedi.GEREKSİZ İLAÇ KULLANIMI VİRÜSE DİRENÇ KAZANDIRABİLİRDr. Özgür Göknel, antibiyotik kullanımının oldukça bilinçsiz bir şekilde toplumda yaygınlaştığına dikkat çekerek, “Hiç kimse doktor önerisi ve gözetimi olmadan antibiyotik kullanmamalıdır. Adı üstünde anti-biyotik; “canlılığa ya da hayata karşı” demektir. Reçetesiz satılmaları yasaktır. Antiviral ilaçlar ise virüslerin çoğalmalarını engelleyerek virüslere bağlı hastalıklarla etkin bir şekilde savaşmaktadır. Burada mutlaka belirtilmelidir ki, bu antiviral ilaçlar çok sınırlı sayıdadır ve bu ilaçlara virüsler direnç kazanırsa hayatımız kararabilir” dedi.

4 Yemek 25 dk. nasıl pişer?

Yemek yapmak belki de zamanımızı en çok alan uğraşlardan biri. Üstelik misafir kabul edecekseniz, davet öncesi ve davet sonrası saatlerinizi mutfakta harcamanız gerekiyor.

Ancak, yeni çıkan ve mutfağınızda az yer kaplayan bir pişirme aleti ile 4 yemeği sadece 25 dakikada pişirmek çok kolay. Karaca firmasının piyasaya yeni sürdüğü Marifetli Set, üstüste kullanıldığında size 25 dakikada 4 yemek yapma olanağı sağlıyor. Ayrıca Milli Aşçı Serkan Bozkurt’un Marifetli sete özel hazırlamış olduğu , içinde birbirinden lezzetli 4 yemek bulunan örnek 10 menüden oluşan, yemek kitabındaki bütün yemekler 25 dakikada tat ve kokuları birbirine karışmadan hazırlanmıştır.

Ürün nasıl kullanılıyor? Video için tıklayın!

Üst üste geçebilen ergonomik tencereler vasıtasıyla, en alt kademede sıcacık çorbanızı, orta kademede en lezzetli pilav veya makarnanızı, en üst kademede ise en sağlıklı biçimde, sebzelerinizi, etlerinizi ve balıklarınızı pişirebilirsiniz. İlk olarak alt kısma suyla birlikte çorbanızın malzemelerini koyup hafif kaynattıktan sonra makarnanızı orta kademeye koyarak pişirmeye başlayabilirsiniz. Makarna pişerken aynı zamanda tencerenizin içinde oluşan buhar sayesinde, sebzelerinizi, etlerinizi ve balıklarınızı pişirebilirsiniz.Diğer taraftan, zor pişen etler veya kabuklu deniz ürünlerini düdüklü tencerenizde, besin değerlerini kaybetmeden pişirebilirsiniz.

Aynı zamanda Fritöz

Karaca Marifetli Set’in bir diğer özelliği ise fritöz olarak kullanılabilmesidir. Büyük süzgecimizi kısa olan tenceremize koyduğumuz zaman Marifetli Set fritöze dönüşmüş oluyor. Ayrıca fritözümüz çelik olduğu için çok daha sağlıklı, temizlemesi daha kolaydır ve bakteri barındırmamaktadır.

%70 enerji tasarrufunasıl sağlanıyor?

Üst üste kullanıldığında %70’e varan enerji tasarrufu sağlamış oluyorsunuz. Aynı zamanda Karaca Marifetli Set’i kullanırken sadece 2 ocak kullandığınızdan dolayı mutfağınızda ocak sıkıntısı çekmiyorsunuz. Karaca Marifetli Set mutfağınızda çok az yer kaplıyor. Üst üste koyduğunuzda bu set için sadece 2 tencerenin kapladığı yer yeterli. Diğer bir tasarruflu konusu ise marifetli set 2 tencere, 2 sepet, 1 düdüklü kapağı ve 2 çelik kapaktan oluştuğu için yıkama konusunda da zorluk çekmeyeceksiniz.